Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşam koçları, kişisel gelişim kitapları neoribal tahakküm tekniklerindendir
NEOLİBERAL PSİKOPOLİTİKA giderek daha incelikli sömürü bi­çimleri icat ediyor. Çok sayıdaki kendini yönetme atölyeleri, motivasyon artırıcı haftasonları, yaşam koçları, kişilik geliştirme se­minerleri ve zihin antrenmanları kendini optimize etme ve ve­rimliliği artırma konusunda sınır olmadığı vaadini dile getiriyor. Bunlar yalnızca çalışma saatlerini değil, bireyin tümünü, bütün dikkatini, hatta bizzat hayatını sömürme amaçlı neoliberal tahakküm teknikleri tarafından yönlendirilmektedir. Bu teknikler insanı keşfeder ve bizzat onu sömürünün nesnesi yapar.
Sayfa 37 - Metis Yayınları , 3.baskıKitabı okuyor
NEOLİBERAL PSİKOPOLİTİKA giderek daha incelikli sömürü bi­çimleri icat ediyor. Çok sayıdaki kendini yönetme atölyeleri, mo­tivasyon artırıcı haftasonları, yaşam koçları, kişilik geliştirme se­minerleri ve zihin antrenmanları kendini optimize etme ve ve­rimliliği artırma konusunda sınır olmadığı vaadini dile getiriyor. Bunlar yalnızca çalışma saatlerini değil, bireyin tümünü, bütün dikkatini, hatta bizzat hayatını sömürme amaçlı neoliberal ta­hakküm teknikleri tarafından yönlendirilmektedir. Bu teknikler insanı keşfeder ve bizzat onu sömürünün nesnesi yapar.
Reklam
Bağımlılık
Kişilik,sosyal şartlar,kişinin zihin yapısı,inanış biçimi,değerleri vs. hepsi bağımlılık üzerinde tesiri olan parametrelerdir.Bunların hepsinin toplamıyla ve bu arada beyindeki bazı salgıların düzeninin bozulmasıyla açıklanabilir.
Sayfa 170
TOPOGRAFİK MODEL: Freud'un kişiliğin yapısal kişilik modelini açıklamadan önceki dönemde ortaya koyduğu bir modeldir. BİLİNÇ: Dış dünyadan veya bedenin içinden gelen algıları fark edebilen zihin bölgesidir. BİLİNÇ ÖNCESİ: Bilince göre daha geniş bilgiler içeren ve akılda tutma süresi daha fazla olan yapıdır, ancak bilinç düzeyine gelmesi için dikkatini zorlaması gerekir. BİLİNÇALTI: Freud'un ortaya attığı en öenmli kavramlardan biri olan bilinçaltı kavramı bilinçli algılamanın dışında kalan tüm zihinsel olayları içine alan ve çeşitli snasür mekanizmaları nedeniyle bilinç düzeyine ulaşma olanağı bunmayan zihinsel süreçler içermektedir.
Sentetik kokular içerdikleri nörotoksik kimyasallar ile unutkanlık, başağrısı, baş dönmesi, zihin bulanıklığı, hafıza kaybı gibi nörolojik rahatsızlıkları kaygı, depresyon, panik atak, dikkat eksikliği, duygu ve kişilik bozukluğu gibi ruhsal rahatsızlıkları tetiklemektedir.
Ruh sağlığı uzmanları kişilik ile başlar ve bu ba­kış açısından davranışı çıkarmaya çalışır. Adamlarım ve ben ise davranış ile başlar, kişiliği o bakış açısından çıkarırız...
Sayfa 393 - Mark OlshakerKitabı okudu
Reklam
Ruminasyon
Depresyon hastalarında sıkça rastlanan "zihinsel çiğneme" eylemi olarak tanımlanabilir ruminasyon, bireyin aynı düşünceleri tekrar tekrar düşünmesi, bu düşünceleri sürekli olarak gündeme getirmesi ve bunlar üzerine yoğun bir şekilde kafa yormasıdır. Zihin, aynı düşünceleri tekrarlayan, sıkışıp kalmış ve döngüye girmiş gibidir.Ruminasyon özellikle küskün ve kindar bir pozisyonda olan örtük narsistlerde de görülür, ancak depresyondaki ruminasyonla farklı bir niteliğe sahiptir. Kişilik patolojisi olan depresyon hastalarında ruminasyon, geçmişteki olumsuz yaşam deneyimlerini ve travmaları anlamaya, anlamlandırmaya ve aşmaya yönelik bir çabadır. Bu süreçte birey, geçmişte bir yerde sıkışıp kalmış gibi hisseder ve ilerleyebilmek için geçmişte kalan, sıkıştığı yerden kurtulmaya çalışır. Bu yüzden odak, geçmişe dönüktür, fakat psikoterapi desteğiyle tekrar eyleme ve geleceğe yönelebilir.Örtük narsisizmde ise ruminasyon, sürekli yıkılmaya, başkalarını suçlamaya, kendine acımaya, kin ve nefret kusmaya dönüşmüş bir döngüdür. Bu, anlama ve aşma çabası değil, başına gelenlerin faturasını başkalarına kesme, onlara hayali de olsa bedel ödetme, had bildirme, kafa tutma çabasıdır. Örtük narsist birey, geçmişte her zaman başkaları yüzünden engellendiğini, başkaları yüzünden yanlış seçimler yaptığını ve yanlış yollara saptığını düşünür.
Zihninin iki yarısı arasında küçük bir köprü vardır. Eğer bir kaza sonucu ya da fizyolojik bir hata sonucu, eğer o köprü yıkılırsa, insan ikiye ayrılır. Bir kişi, iki kişiye dönüşür. Bu durumda şizofreni ya da kişilik bölünmesi dediğimiz olgu yaşanır. Eğer köprü kırılırsa, ki bu köprü çok narindir, o zaman ikiye bölünürsün. İki ayrı kişi gibi davranırsın. Sabah sevgi dolu olursun, akşam öfkeli ve bambaşka bir kişiliğe bölünürsün. Eğer bu köprü güçlendirilirse, bir noktadan sonra, iki zihin kaybolur ve bir bütün olur. O zaman bütünleşme, o zaman kristalleşme ortaya çıkar. İçindeki erkek ve kadının buluşması. Yin ve Yang'ın buluşması. Sol ve sağın buluşması. Mantık ve mantıksızlığın buluşması.
"Ruhta iş özellik vardır; bellek, anlama ve istek. Bunlar bilgi ,kendini bilme ve sevgiyi tekabül eder. 3 tanrısal kişilik gibi bu zihinsel etkinlikler özünde tektir çünkü üç ayrı zihin oluşturmazlar fakat her biri zihnin bütünlüğünü işgal eder ve öteki ikisi ile örtüşür."
Sayfa 196Kitabı okudu
"Zihnin fonksiyonu bir nesnenin muhtelif durumlarını düşünmektir. Ancak (müteal)aklın fonksiyonu bir nesnenin gerçek tabiatını görmektir... Cehalet tarafından aldatılmış olan insan, gerçek bir şey yerine gerçek olmayan bir şeyi kabul etme yanlışlığını yapar. İdrak noksanlığı insanın bir ip parçasını yılan zannetmesine sebep olur. Bu da onu büyük bir riske sokar." "Zihin kendisini; duygu, faaliyet, ve fiziki beden ile hüviyetlendirir.”
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Tam olarak beni anlatıyor
Yalnızlığım beni kendine göre biçimlendirdi, kendine benzetti. Bir başkasının varlığı –bir tek kişi bile olsa– düşünmemi hemen engelliyor ve normal bir insan için bir başkasıyla ilişki kurmak, kendini ifade etmesi, konuşması için uyarıcı görevi görürken, aynı ilişki bende bir uyarmayıcıya dönüşüyor – bu çok zorlama deyiş dilde kabul görürse tabii.
Uzun yıllar ruhun zengin dünyasında yaşayıp onun kurallarını öğrenen Carl Gustav Jung, evrimsel olarak etkin bir ruhsal güç olduğunu görmüştür. Jung, insan ruhunun daima bütünlüğüne erişme çabasında ve kendini tamamlayıp daha bilinçli olma özleminde olduğunu görmüştür. Bilinçdışı zihin, içeriğini daha şuurlu bir kişilik gerçekleştirip özümseyebileceği bilinç düzeyine çıkarmak arayışındadır. Her insan ruhunun büyümeye, bilinçdışının içeriğiyle birleşmeye, tüm eksik parçaları bireysel bir bütünlüğe doğru toplamaya, tam ve bilinçli olmaya yönelik doğuştan evrimsel bir itkisi vardır.
Okyanus yayınlarıKitabı okudu
Yüksek Kişilik Biçimi ve Niteliği
Yüksek Kişiliğin Ortaya Çıkışı vücuda manyetik bir bulutla bağlı özgür bilinç aracı kafatasından çıkış yapıyor olarak tasvir edilmiştir. Tekâmül geçiren mistiklerin gelişmekte olan bilincinde gerçekleşen süptil süreci açıklamak son derece zordur. Aydınlanma arttıkça kişiliğin kesin bir dönüşüme ve değişikliğe uğradığı açıktır. Büyüme yoluyla her biri yeni veya farklı bir kişi haline gelir, ancak eski kişilik hâlâ mevcuttur. Hiçbir şey kaybolmaz, ancak bir şey eklenir. Bu yeni şey anlayış, takdir, farkındalık ve ruh gücünün diğer birçok niteliğinden oluşan somut olmayan bir kişiliktir. Öğrenci, gelişiminde normal olarak ilerlerse, bu yeni ve yüksek kişilik, gerçek benliğine dönüşerek, daha gerçek, doğduğu mizaç ve karakterden daha somut hale gelir. Hepsinden önemlisi, bu yüksek kişilik onunla ilgili bir özgürlüğe, bir mekân kalitesine sahiptir. Ölümlü kişiliği etkileyen ve sınırlayan alışkanlıklar, tutumlar, eğilimler ve özelliklerle sınırlı değildir. Bu ikinci doğumun sırrıdır. Yüksek kişilik, ölümcül kişiliğin bilincinde doğar ve bağımsız varoluş yapabildiği bir duruma ulaşana kadar zihin ve beden içinde büyür. Olgunluğuna erişen yüksek kişilik, kendisinin kaynağı olan doğayla hâlâ bağlantılı olsa da, bağımsız var olma yeteneğine sahip olur ve bilincin sayısız kapılarından istediği gibi gidip gelebilir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Sıradan insanlar olgunlaşmak için, hayat kendilerine sırlarını açıncaya kadar beklerlerdi ama seçilmiş, küçük bir azınlığa hayatın gizleri, o gizleri örten perde açılmadan önce açıklanırdı. Bazen bunu Sanat yapardı, özellikle de tutkularla, zihin gücüyle doğrudan ilgilenen edebiyat sanatı. Ama ara sıra karmaşık bir kişilik çıkar sanatın görevini üstlenirdi, kendince gerçek bir sanat yapıtı niteliği taşırdı, şiir gibi, heykel ve resim sanatı gibi, Hayat'ın da olağanüstü güzel başyapıtları vardı.
Kişilik ve öz birbirinden ayrılabilir
bu süptil enerjiler farkındalığı artırır Özün gelişimine engel olan duyguların inançların öğrenilmelerini fark edilmesini ve değiştirilmesini kolaylaştırır örneğin yalan söylediğini kabul eder ve yalan söylememeye başlar belli durumda sinirlendiğini keşfeder o durumun onda neyi tetiklediğini görür zihnin neye nasıl tepki verdiğini anlar gerekli gereksiz konuştuğunu fazla düşünmediğini fark eder konuşmayı azaltır düşünmeyi artırır ve düşünme merkezini doğru kullanmaya başlar vs yani kendini gözleyerek kendindeki mekanizmaları anlayarak işe başlar zihninin ve bedensel tepkilerinin nasıl bir mekanizma ile çalıştığını görmeye başlar zihnini eğittikçe duygular ve arzular üzerindeki hakimiyeti artar zihin yani bilinç bedenin efendisi olmaya başlar hareketlerde istek ve arzularda duygularda pozitife giden bir değişim ve bilinçlilik gözlenir dahil olduğu resmin tamamını çok ayrıntılı bir şekilde henüz göremese de zihninde bir taslak oluşmaya başlar büyük resim insanın dahil olduğu ruhsal sistemdir ruhsal yasalar toplamıdır buradaki yasaları kavradıkça özgürlüğe bir adım daha yaklaşır.
Sayfa 176Kitabı okudu
241 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.